NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سَعِيدُ بْنُ
مَنْصُورٍ
قَالَ حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
وَهْبٍ قَالَ
أَخْبَرَنِي
عَمْرُو بْنُ
الْحَارِثِ أَنَّ
ابْنَ
حَرْشَفٍ
الْأَزْدِيَّ
حَدَّثَهُ
عَنْ
الْقَاسِمِ
مَوْلَى عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
عَنْ بَعْضِ
أَصْحَابِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ كُنَّا
نَأْكُلُ
الْجَزَرَ فِي
الْغَزْوِ
وَلَا
نَقْسِمُهُ
حَتَّى إِنْ
كُنَّا
لَنَرْجِعُ
إِلَى
رِحَالِنَا
وَأَخْرِجَتُنَا
مِنْهُ
مُمْلَأَةٌ
Nebi sallallahu aleyhi
ve sellemin ashabından birisi (şöyle) dedi:
"Biz savaşta iken
(ganimet malları içerisinde bulunan) kesilmiş deve (ve koyun) etlerini yerdik,
onları taksime tabi tutmazdık. Hatta yerlerimize (veya evlerimize) heybelerimiz
bu etlerle dolu olarak dönerdik."
İzah:
Metinde geçen
"rihâl" kelimesi ile mücahidlerin savaş esnasında konakladıkları
yerler kasdedilmiş olabileceği gibi, Medine'deki evleri de kasdedilmiş
olabilir.
Eğer burada bu
kelimeyle gazilerin savaş esnasında ikâmet ettikleri yerler kasdedilmişse o
zaman mücahidlerin ganimet malları arasında bulunan etleri ganimetler taksim
edilmeden önce ihtiyaçları kadar alıp istirahat ettikleri yerlerde yedikleri
anlaşılır. Daha önceki hadislerin şerhinde de açıkladığımız gibi savaş
meydanında kalındığı sürece ganimet mallan içerisinde bulunan yiyecek
maddelerini devlet reisi veya vekili tarafından yasaklanmamış olmak şartıyla
taksim edilmeden önce alıp yemek caizdir. Bu durumda meselede kapalı kalan bir
taraf yoktur. Fakat eğer bu kelimeyle mücahidle-rin Medine'deki evleri
kasdedilmişse o zaman mesele izaha muhtaçtır. Çünkü Aliyyü'l-Karinin de ifade
buyurduğu gibi Harp ülkesinde ganimetler arasındaki yiyecek maddelerin
taksimden önce yenmesinin caiz oluşunun sebebi orada bulunmanın verdiği
zaruret halidir. Fakat islam ülkesi sınırlarına girildiği andan itibaren bu
zaruret hali ortadan kalkmış olacağı cihetle, devlet reisi veya vekili
tarafından ganimet mallan taksim edilmedikçe onlardan hiçbir şey alınamaz ve
daha önce harp bölgesinde usulüne göre taksim edilmedik ganimet mallarından
alınan malların da tekrar yerine iadesi gerekir.59
Hadis-i şeriflerden
anlaşılan bu mana gözönünde bulundurulursa, mü-cahidlerin Medine'deki evlerine
götürdükleri et çuvallarını, ganimet mallan dağıtıldıktan sonra götürdüklerini
kabul etmek icâbeder. Bu mevzuda Hat-tabi (r.a) şöyle diyor: "Harb
ülkesinde ganimet malları dağıtılmaksızın ganimetler arasında bulunan yiyecek
maddelerini İslam ülkesine götürmenin caiz olup olmadığı meselesinde ulema
ihtilafa düşmüşlerdir. Süfyan-ı Sevrî'ye göre, harp bölgesinde böyle bir malı
alan kimsenin İslam ülkesi sınırlarına girer girmez devlet reisine geri
vermesi gerekir. İmam Ebû Hanife (r.a) de bu görüştedir. İmam Şafii'den bu
mevzuda iki görüş rivayet edilmiştir.
İmam Evzâi (r.a)'ye
göre ise böyle bir malı harp bölgesinde taksimden önce almış olan bir mücâhid
İslam ülkesine döndükten sonra da o mala sahip olur. Devlet reisine iade
etmesi icâbetmez. Ancak o malı satamaz. Çünkü o mal sadece yemesi için o kimsenin
mülkü olmuştur.